logo


40 Yaşın Bana Getirdikleri…

Ayşegül Özgüner, Editör

Bebekken aydan aya ölçülen gelişimleri, değişim sürecini, insan belli bir yaştan sonra onar yıllık dilimler halinde algılıyor. İşte 40 yaşıyla beraber hayattan öğrendiklerim… Bakalım siz de bana katılacak mısınız?

Sana karşı yapılmış her olumsuz tavır ya da düşüncenin kaynağı ya da nedeni sen olmayabilirsin ki çoğunlukla öyle, bırak onu yaşayan bunu kendi içinde yaşasın. Her olumsuzlukta kendini suçlama ve her şeyi kendi üzerine alma.

Hatta her zaman kendini suçlamaktan vazgeç, başkalarına gösterdiğin toleransın daha fazlasını kendine göster.

Yaşadıkların karşısında kabullenici ol, başına gelen her şeyi olgunlukla kabul et ve çoğu zaman sağır ve dilsiz olmayı seç.

Hayatında seni mutlu eden her olayı başkalarıyla paylaşma yoksa bazen hevesin kursağında kalabiliyor.

Unutmaki karşındaki her insana anlattığın her mesaj ona, senin vermek istediğin mesaj olarak gitmeyebiliyor. Bir senin anlatmak istediklerin var bir de onların bundan anlamak istedikleri. Elinden geldiğince doğru ifade etmeye çalış kendini ama baktın ki karşı taraf ineğin altında buzağı arıyor, boşver iletişim kurmak için yanlış insanla uğraşıyorsun.

Seni yargılamayan, seni olduğu gibi kabul eden, konuşurken utanmadığın ve yanında kendini rahat hissettiğin arkadaşların varsa onların kıymetini bil. Ama gönül gözünün ısınmadığı insanları da arkadaşın olarak görme. Mutlaka altından bir bit yeniği çıkacaktır.

Güneşin her zaman yeniden inatla doğacağını unutma. Umut her zaman vardır. Yeterki senin için kararmasın.

Herkesin bu hayatta bir nasibi vardır. Aç kalırım diye korkma. Yeterki sen çalışmayı hiçbir zaman elden bırakma.

Annen ve baban önemli hazinelerindir. Onlarla kafaca uyumsuz olsan da hassas konularda onlarla tartışmaya girmeden onlarla anlaşmayı dene. Unutma bunu yapmak zayıflık demek değildir. Aksine daha da güçlü biri olduğunun bir göstergesidir ve her durumda kazanan sen olursun.

İnsan ilişkilerinde her daim pozitif ol. Onların senin hakkında ne düşündüğünün hiçbir önemi yok. Çünkü bu değişkendir. Yarın bir gün değişebilecek hislerle bugünü düşünmek aldatıcı olabilir. Tabiki seninle ilgili yapılan olumsuz eleştirileri göz ardı et demek değil bu. Karşındakilerin fikirlerine eleştirel yaklaş sadece.

Vaktini boşa harcama. Her daim kendini meşgul edecek birşeyler bul. Ama arada bir kendini dinlendirmeyi de unutma. Bu da lazım insana.

Kitap okumaktan asla vazgeçme. Ayda en az bir veya iki kitap, günde en az 40-50 sayfa oku. Hedefin birbirinden başka yazarları da tanımak olsun. Unutmaki kendini başkalarına en iyi ifade etmenin yolu bol bol okumaktan ve yazmaktan geçiyor.

Bir de hep gülümse, her şeye ve herkese inat. Çünkü nefes aldığın sürece hala umut var demektir.

Sevgiyle kalın…

Yorum Yaz

*