Bugün artık 1 yaşındasın…
Ayşegül Özgüner, Editör
Geçen sene tam da bugündü hayatımın en mutlu günü… Seni ameliyatla karnımdan çıkarışları, ilk ağlamalarını duymam, seni hayranlık, korku ve şaşkınlık dolu gözlerle izleyişimin üzerinden tam bir sene geçti. Gözümü kapatıp hatırlamaya çalıştığımda her anını, her duygu dolu dakikayı şimdi aynı o gün gibi yaşıyorum yeniden… Hayatımda hafızamda silinmeyecek bir an oldu senin doğumun benim için…
Emdi emmedi, kaka yaptı yapmadı, peki kakayı nasıl temizleyeceğim, ek gıdaya nasıl geçeriz? Emzirmek için uykusunu nasıl açsak? Sonra yeniden nasıl uyutsak 🙂 Her şey ama her şey yeniydi bizim için… Hamileliğim boyunca hep beraberdik ama bu sefer farklıydı… Sen aramızdaydın… Her ne kadar ultrason cihazında seni görsek de zihinlerimizdeki ve hayal dünyamızdaki bebek olmaktan çıkıp bir gerçekliğe kavuşmuştun bizim için…
Şimdi bakıyorum da ne çok şey yaşamışız beraber, hiç ayrılmadan… Umarım asla ayrılmayız da…
Her ayın birbirinden farklı ve güzel geçti. Biz tam sana “bizim oğlumuz böyle” derken sen hep kuralları yıktın ve sürekli kendinle yarıştın. Seni takip etmekte zorlandığım zamanlar oldu.
Büyük sıçramaların oldu. Artık son ay bebeklikten çıktığın hissine kapıldım. Ne istediğini ve istemediğini bilen, şakalar yapan, bu şakalara kendisi de gülen, alkışlar, gel gel’ler, işaretle ve ses tonunla istediklerini söylemen aramızdaki iletişimin olmazsa olmaz kuralları oldu. Şu an içimde seni bu yaşa getirebilmenin verdiği huzur var. Bebekliğini geride bırakmış olmanın da hüznü var… Annelik çelişkiler yumağı sanki… Her duyguyu beraber yaşadığımız başka bir rol yok şu hayatta.
Bugün geldiğimiz noktada, daha düne kadar nerdeyse iki elimi de bırakmayın ben düşerim hissi veren oğlumuz artık tek elimden tutun diğerini bana bırakın diyor sanki. Hatta ilginçtir ki doğum gününün olduğu gün iki elini de bıraktım ve sen 10 adım kadar kendin yürüdün. Bunu başarmış olmanın sevincini gördüm yüzünde… Senin için çok büyük adımlardı onlar… Tabi bizim için de…
Bana bakarken gözlerindeki parlamaya ve dudaklarındaki gülücüğe hayatta hiçbir şeyi değişmem. Artık evimiz hiçbir zaman derli toplu olmasa da, ben sana yemek yedirmek ve seni uyutmak için kendimi helak etsem de, yorgunluktan geceleri yattığım yeri çok sevsem de, senin bölük pörçük uyku aralarında kesik kesik de olsa uyuyabilsem de sen her şeye değersin. İyiki doğdun bebeğim, şimdi anlıyorum ki ben de seninle beraber tekrar doğmuşum.
Seni Seven Annen
Eylül, 2011