Bir Annenin Özür Mektubu
Ayşegül Özgüner, Editör
Öncelikle seni bazen benim bile kaçıp kurtulmak istediğim, kan, vahşet, savaş, katliam ve bolca korkunun olduğu böylesi karanlık bir dünyaya sadece kendi isteğimiz uğruna getirdiğim için senden özür diliyorum…
Seni dünyaya getirirken duyduğum umutlarımı, hayallerimi sen doğduktan sonra üzülerek yarıda bıraktığım için,
Çocukları, cinsel, fiziki ya da psikolojik tüm saplantılarımızla biz büyüklerin dünyasından koruyamadığımız ve bunları sizin masum dünyanızda tatmin edecek kadar aşağılık bir varlık olduğumuz için,
Yakınlarımızla aramızdaki ego savaşlarından en çok da sen zararlı çıktığın için,
En çok da büyüğün küçüğe, güçlünün güçsüze, zenginin fakire hüküm sürdüğü bu dünya yüzünden senden özür diliyorum.
Sana sıcak bir aile ortamı sunamadığım, seninle daha fazla oyun oynayan bir aile ol(a)madığımız için,
Oyun oynamak yerine tüm yaratıcılığınızı öldüren o kreşlerle başlayan okul adı altında devam ettiğin eğitim kurumlarında sabahın köründen akşama kadarki zamanlarını sana öldürttüğüm için,
Her şeyin maddi bir karşılığı olan şu dünyada manevi örneklerin de olduğunu sana ispat edemediğim için üzgünüm.
İnsani değerlerin (selamlaşmak, yardımlaşmak, umut etmek vs.) yok olduğunu, ufacık bir kıpırtısında bile heyecan duyduğumuz değerleri sana sunamadığım için çok üzgünüm.
Senin üzülmene kıyamadığım için ve çoğu şeyine hayır diyemediğim için,
Dur, yapma, batırmalarla dolu cümleler kurarak çocukluğunu mahvettiğim için,
Kendi bilmediklerimizle sana örnek bir rol model olamadığımız için,
Kendi anne babalarımızda kızdığımız şeyleri sizlere yaparak yaşattıklarımız için,
Sana paylaşmanın ne demek olduğunu bir kardeş daha vererek sağlayamadığım için,
Kalabalık aile ortamlarında büyüyen biri olarak seni çekirdek aile içine hapsettiğim için,
Senin o güzel çocukluk hafızalarını televizyon, tablet ve telefonla kirletmene katkıda bulunduğum için,
Sabahtan akşama kadar sokaklarda oynamana türlü türlü bahaneler bulduğum için,
Sana kendi sorumluluklarını vermede geç kaldığım ve hala ağzına kaşıkla yemek tıkıştırdığım için,
Seni wifi’nin ve radyasyonun bulunmadığı temiz ortamlara sokamadığım için,
Paketli yiyeceklere her daim uzak kalamadığım ve seni de anne eli değmemiş yiyeceklerden uzak tutamadığım için,
Çocukluğunu doyasıya yaşamana haberlerde görüp duyduklarımız yüzünden sürekli engeller koyduğum için,
İnsanlara güvenmemeyi sana gizli gizli öğretmeye çalıştığım için,
Kendi ayaklarının üstünde kalmanı sağlayacak kadar sana kıyamadığım için,
Belki yıllar sonra hayata gözlerimizi yumup seni bu dünyada yalnız ve savunmasız bırakacağım için…