Çocuk Büyütmenin Keyfi
Ayşegül Özgüner, Editör
Birşeye ne kadar emek verirsen o şeyi o kadar çok seversin. O senin olur, senden izler taşır, senin izin vardır üstünde, ilmek ilmek ördüğün emeğini hissedersin ona baktıkça. Gözünde o kadar değerli olur ki, paha biçemezsin, karşılığında söylenecek söz bulamazsın. Belki bir ilişkidir bu, üzerine emek harcadığın, belki bir iştir, belki bir uğraştır ama en çok nedir biliyor musunuz? Çocuktur. Onun üzerinde gün be gün, saat be saat öyle çok emeğiniz vardır ki. Ona bakarken bu yüzden hep bütün olarak düşünürsünüz. Hiç ummadığınız anda bir koşusu, bir hareketi, bir mimiği size onun bebekliğini alıp getirir karşınıza koyuverir. Annelerin gözünde çocuğun ne kadar büyüse de hep bebek kalması bundandır belki de. Karşınızdaki çocuk başkasının gözüne kocaman görünse de siz onun minik minik atmaya başlayan kalbini, ultrason fotoğraflarını, bebekliğini görürsünüz. Sizden izler taşır, beğenseniz de beğenmeseniz de onun hamurunu, kişiliğini siz yoğurmuşsunuzdur. Hamurun kıvamı ne kadar iyiyse onun o kadar güzel sonuçları olur.
Tüm zorluklarına rağmen keyiflidir çocuk büyütmek. İkinciye, üçüncüye bir şey diyemem, tercih meselesidir ama bir tanesi size hayatın anlamını gösterir ya da o zamana kadarki anlamsızlığını. Onunla anlarsınız hayatı ciddiye almanın gereksizliğini. Her günün hayatınızdaki geçmiş hatalara, kötülüklere, vicdan azaplarına karşı yeni bir gün olduğunu çocuk gösterir size. Uzun zamandır unuttuğunuz gülmenin her şeyin ilacı olduğunu, seviyorsan söylemen gerektiğini, kin duymanın saçmalığını ve gereksizliğini, geçen günlerin bir daha ne kadar istesen de geri gelmeyeceğini onlar öğretir size. Herkese ve her şeye bakarken onların da birer yaratılan olduğunu ve ne kadar değerli olduğunu hatırlatır size. Can, yeni bir can ortaya çıkardığınızdan beri daha da anlam kazanır hayata bakışınızda.
Anne olmak, yaratmaktır. Değiştirmek, dönüştürmektir. Hamurun kıvamını bulmaktır. Sevgidir, şefkattir, güvendir, geleceğe duyulan ümittir. Onlar size kızdıklarında, seni sevmiyorum dese de onların hayatındaki yeriniz doldurulamazdır. Bunu onlar da bilir. Neyi merak ederler aslında bilir misiniz? Onların yeri sizde ne kadardır, sizin kalbinizdeki yerleri neresidir? O yüzden kabullenemez onlardan öncesinin var olduğunu. Kendi hayatıyla başlamıştır annesinin hayatı da. Bir yandan da öyledir. Annelik bir kadına çok şey öğretir. Sevmeyi, karşılıksız sevmeyi ve çok sevmeyi…
Çocuklarınıza onları ne kadar çok sevdiğinizi her fırsatta söyleyin olur mu? Merak etmeyin şımarmazlar; sevilmeyen, ilgi görmeyen çocuk şımarır. Her koşulda sevildiğini bilen çocuk mutlu olur. Hayata pozitif bakar. Gülmesini, eğlenmesini bilir. Anne olarak belki de bu hayatta onlara bırakabileceğimiz en değerli şey, hayatta bizi düşüren engellerden sonra her seferinde ayağa kalkmamız gerektiği ve bu hayattan tencerenin dibini sıyırana dek keyif almamız gerektiğidir. Maç doksan dakika, hadi daha süre var, en kısa sürede kendinizde sevmediğiniz özelliklerinizi bulun ve değiştirin. O sevmediğiniz hayata dönüp bir de bebeğinizin gözünden bakın, ne kadar çok şey var aslında merak edilecek ve sevilecek öyle değil mi?
Hayatı keyifle geçirebilmeniz dileğiyle…
Sevgilerimle,
Ayşegül Özgüner