Şermin Çarkacı, Oyuncu Anne
Öncelikle üç çocuk, çok çocuklu aile olmayı mı seviyordunuz, yoksa tamamen tesadüf mü?
Hep kalabalık bir ailem olmasını istedim. Şöyle masaya oturunca dolacak, sohbetin muhabettin dibine vurabileceğin bir yemek masası hayal ederdim. Bunu planlayarak dünyaya getirmedik çocuklarımızı ama böyle bir hayalim vardı evet. Sanırım Tuna da benimle aynı hayali paylaşıyor. Yemek masamız 6 kişilik. Tuna akşam yemeklerinde, ‘bak işte bir sandalye boş, buraya da bir kardeş alalım’ diyor. Neyse ki, masa 8 kişilik değil 🙂
Çocuklarınızın her biriyle ilişkiniz nasıl? Beş kardeşin beşi bir mi?
Elbette ki hepsi birbirinden farklı karakterlerde çocuklar. Nabza göre şerbet veriyorum genelde. Hepsinin hoşlandığı şeyler birbirinden farklı. Biri hayal gücüne dayalı oyunları çok seviyor, diğeri resim yapmayı, el işi çalışmalarını, biri evciliği… Özellikle haftasonlarını planlarken hepsini mutlu edecek oyunlar bulmaya çalışıyorum.
Nasıl yetişiyorsunuz bu kadar işe, bir koltukta kac karpuz? Annelere rehber olacak nitelikte kitabınız var bir de? Duyduğumuz kadarıyla ikinci kitap da yolda…
Yeni annelere rehber niteliğinde olan Başlarım Şimdi Anneliğe 2014 Eylül ayında çıktı. Çocuk oyunlarının ve aktivite önerilerinin bulunduğu ikinci kitabım inşallah nisan ayı gibi kitapçılarda olacak. Nasıl yetişiyorsun sorusunu çok duyuyorum. Hep diyorum ki, size 24 saat olan gün bana 48 saat değil. Ben de aynı zamanı kullanıyorum. İkinci kitapta bu sorunun cevabına epey yer verdim. Bu tercihlerle, sıralamayla, zaman yönetimiyle ve her şeyden önce istemekle alakalı. Bir insan isteyince her şeyi, her koşullar altında yapar. Çocuklar uyuduktan sonra açıp televizyonu dizi izlemek de bir alternatif, kitap yazmak da bir alternatif. Sonuçta seni dinlendirecek, seni rahatlatacak bir şey arıyorsun. Ben çalışarak rahatlayan biriyim. İşte de öyleyimdir. Gün içinde çalışırken molalar veririm. Yaptığım yoğun işi bırakır, daha hafif bir işi aradan çıkartır ve mola vermiş olurum.
Biz çoğunlukla emziren ve bu konuda sorun yaşamasına rağmen pes etmeden emzirmeye aşırı çaba sarf eden anneler tarafından takip ediliyoruz. Sizin emzirme süreciniz nasıldı, bu konuda zorluk yaşadınız mı?
Tam adamına sordunuz. 🙂 Ben de emziremeyenanneyiz.biz diye bir sayfa açsam olur yani o derece… İkizlerde sütüm gelmedi, çok istedim, doğumdan önce emzirebilmeyi çok hayal etmiştim. Güya iki sene emzirecektim. Doğumdan önce satın aldığım emzirme aletlerini uc uca koysak burdan köye yol olur. Göğüs pedleri, süt sağma makinası, süt saklama poşetleri, süt saklama şişeleri, göğüs merhemleri, emzirme önlükleri, göğüs ucu koruyucusu… Aman neler neler… Yok, gelmedi. Tam bir yıkımdı. Dünyada emziren anneler olduğu kadar, çok istediği halde bir türlü emziremeyen anneler de var. Etrafta herkes böyle kendi emzirme macerasını anlattıkça, bu anneler kendilerini çok yetersiz hissediyorlar.
İçinizden geçen süre kadar emzirebilmiş olmayı ister miydiniz? Neden peki sizce, emzirmenin faydaları neler?
E isterdim tabi. Hangi anne istemez ki? Sadece biri bir şey istediğinde, kapı çaldığında falan ‘çocuk emziriyorum kalkamıycam’ demek için bile isterdim hani. Emzirme işinin her noktasında fena halde gözüm kaldı.
Gercekte reklamcı olduğunuzu biliyoruz nerden çıktı oyuncu anne olmak? Nasıl keşfettiniz bu esprili, oyuncu tarafınızı…
Aslında gerçekte reklamcı değilim 🙂 Edebiyat mezunuyum, kariyerimi bu alanda yapmış olmayı, bir edebiyat araştırmacısı olmayı isterdim. Olmadı, reklamcı oldum. Yazmayı, yaratmayı, hayatın ince detaylarını bulup onlar üzerinde düşünmeyi çok seviyorum. Her ikisi de bunları gerektiriyor zaten. Çocukları çok severim. Ama öyle al kucağına, hoplat, zıplat… Öyle bir sevgi değil. Daha başka, daha derin bir sevgi. Yazılarımda çokça kullandığım bir tanım vardır. ‘Bir çocuğun hayatına dokunmak…’. Yapmaya çalıştığım şey aslında bu. Çocuk esirgemedeki çocuklara oyun odası kurmak, köy çocuklarına oyuncak götürmek, bir köye kütüphane açmak… Bunlar için illa anne olmak gerekmiyor, çok da emek harcamadan yapılabilecek şeyler. Biraz uğraş gerektiriyor sadece. Anne değildim, ama bir çocuğu mutlu etmenin ne olduğunu, onunla konuşmanın onda ne izler bıraktığını erken öğrendim diyelim. Şimdi yolumun üzerinde, bir çocuk var. Dua kağıtları satıyor yolumun üzerinde. Ne zaman kırmızı ışıkta dursam geliyor yanıma. Her gördüğümde bir tane alıyorum, koyuyorum arabaya. Birikti birikti, dedim al satayım sana bunları yarı fiyatına. Hakikaten de aldım iki lirasını 🙂 İkimizde güldük. Bazen abla beni öteki ışıklara bıraksana diyor, bırakıyorum. Radyoyu falan karıştırıyor. O arada bir kitap tutuşturuyorum eline, yeşil ışık yanarken boş boş bekleme bir göz atarsın diyorum. Şimdi, bu çocuğa dokunmak için illa anne olmak mı lazım?
Paylaşımlarınızla çok güzel konulara değiniyorsunuz, çevrenizden nasıl tepki alıyorsunuz… Size olumsuz eleştiriler de geliyor mu?
Geliyor, gelmez olur mu? İşin mi yok senin diyorlar. Yok diyorum, boş oturuyorum ben, bunlar hep işsizlikten 🙂
Anne olmak sizi değiştirdi mi, size kattıkları neler… Annelikten öncesi ve sonrası var mı sizin için?
Yok. İlk kitabın önsözünde de yazdım. Bazı anneler diyor ki ‘bebeğim olunca çok değiştim, sanki daha önce hiç yaşamıyormuşum, küllerimden yeniden doğdum, ben anne olmadan önce anne değilmişim’ vs. Bende böyle şeyler yok. 3 çocuğum var, buna rağmen kendimi anne gibi bile hissetmiyorum 🙂 Zaman zaman yazarım sayfada, gülüyoruz hep birlikte. Sanki yarın çocukları okula götürecekmişim, kendim işe gidecekmişim gibi değil de lisedeymişim ve yarın okul varmış gibi hissediyorum çoğu akşam. Düşün yani, üniversite bile değil, lise!
Annelere cocuklarıyla kaliteli vakit geçirmeleri konusunda önerileriniz var mı?
Oyuncu anne sayfasının amacı bu zaten, annelere öneriler sunmak. Yeni çıkacak olan kitapta da bol bol oyun önerisi var. Söyleyebileceğim en doğrudan mesaj şu: çocuğunuzun elinden tuttuğunuz gibi, onun çocukluğunun elinden de tutun.
Son soru:) sizce iyi ebeveyn olmak ne demek?
Böyle bir şey söyleyebilecek durumda değilim. Tamam ben çocuklarımla oynuyorum, nitelikli vakit geçirmeye çabalıyorum, onların mümkün olduğunca eğlenceli, sağlıklı, daha az yaralı bir çocukluk geçirmelerini sağlamaya çalışıyorum ama iyi bir anne miyim, doğru olan bu mudur bilmiyorum. Buna ancak çocuklar karar verebilirler, büyüdüklerinde. Yalnız üzerinde çok düşündüğüm bir söz var. ‘Hayırsız evlat yoktur, hayırsız anne baba vardır.’ Buna dikkat etmek lazım.
Ağzınıza sağlık Şermin Hanım… Bize bu fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyoruz 🙂
Ben teşekkür ederim, benim için bir zevkti 🙂